Günümüzün en yaygın sorunlarından depresyon ve anksiyeteye karşı en etkili doğal ilaçlardan birinin ‘yürüyüş’ olduğu belirtildi. Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, düzenli yürümenin beyinde ‘doğal antidepresan’ etkisi yarattığını, ancak asıl anahtarın ‘motivasyon’ değil, ‘rutin’ olduğunu vurguladı. İyi hissetmenin en basit yolu: Yürüyüş!
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, 18 Kasım ‘Yürüyüşe Çıkma Günü’ yaklaşırken, yürümenin zihinsel sağlık üzerindeki güçlü etkilerini paylaştı. Demir, yürüyüşü “hareket eden terapi” olarak nitelendirdi.
Haber Galerisi İçerik
Beynin Kimyası Değişiyor: Doğal Antidepresan
Çoğu kişinin yürüyüşü kilo vermek ya da adım sayısını tamamlamak olarak gördüğünü belirten Demir, “Oysa yürümek, bedenin yanında zihnin de en temel ilaçlarından biridir” dedi.
Yürümenin bilimsel olarak kanıtlanmış faydalarına değinen uzman psikolog, şu bilgileri verdi: “Yürüdüğümüzde sadece kaslarımız değil, beynimiz de hareketlenir. Düzenli yürüyüş, ‘iyi hissetme’ kimyasalları olarak bilinen serotonin, dopamin ve endorfin salgılanmasını artırır. Aynı zamanda stres hormonu kortizolün düzeyini düşürür. Yani basit bir yürüyüş, beyinde doğal bir ‘antidepresan’ etkisi yaratır.”
Şehirde Değil, Doğada Yürüyün
Yürüyüşün yapıldığı yerin de iyileşme üzerinde büyük fark yarattığını belirten Demir, doğanın gücüne dikkat çekti. “Bir ormanda, deniz kenarında ya da parkta yürüdüğünüzde, beyniniz ‘sakinleştirici dalga’ olarak bilinen alfa dalgalarını artırır. Yeşilin tonları, kuş sesi, rüzgarın sesi… Tüm bunlar bedenimizin ‘tehditte değilim’ mesajını almasını sağlar” dedi.
Demir, şehir yaşamının ise tam tersi bir etki yarattığını ekledi: “Şehirdeki gürültü, trafik ve yapay ışıklar stres sistemimizi sürekli aktif tutar. Bu yüzden doğada yapılan yürüyüş, şehirde yapılan aynı tempodaki yürüyüşten bile katbekat fazla ruhsal rahatlama sağlar.”
Anahtar Kelime ‘Motivasyon’ Değil, ‘Rutin’
Depresyonda motivasyon düşüklüğünün çok normal olduğunu ve “Canım hiçbir şey yapmak istemiyor” cümlesinin en sık duyulan şikayet olduğunu belirten Demir, asıl çözümün motivasyon aramak olmadığını vurguladı.
“İşte bu yüzden yürüyüşe başlarken anahtar kelime ‘motivasyon’ değil, ‘rutin’ olmalı. 5 dakika bile olsa, her gün aynı saatte evden çıkmayı deneyin. Başlangıçta hedef ‘yürüyüş yapmak’ değil, ‘kapıdan çıkmak’ olsun. Çünkü hareket ettikçe motivasyon gelir, tersi değil.”
Modern Tehdit: Ekranlar Hareketsiz Bırakıyor
Uzman Klinik Psikolog Demir, teknolojinin yarattığı hareketsizlik döngüsüne de değindi. Ekran başında geçen uzun saatlerin, beynin dopamin sistemini “kolay hazza” alıştırdığını belirten uzman, “Sosyal medya bildirimleriyle minik mutluluklar yaşarken, yürüyüş gibi gerçek yaşam aktivitelerinden alınan haz azalıyor. Sonuç; daha çok ekran, daha az hareket ve daha sık depresif ruh hali… Bu kısır döngüyü kırmanın yolu bedeni yeniden devreye sokmaktır” şeklinde konuştu.
Hafif ve orta düzey depresyonda yürüyüşün terapi ve ilaç tedavisinin etkisini güçlendirdiğini belirten Demir, “Unutmayın; yürümek bazen konuşmaktan bile daha iyileştiricidir” diyerek sözlerini tamamladı.

Sağlık, yaşam ve kişisel gelişim alanlarında uzmanlaşan Melis Kolcu, pratik ve güvenilir içeriklere odaklanır.




