Dünya genelinde her 7 yetişkinden birini (yaklaşık %13-14) etkileyen Tip 2 diyabet, son 30 yılda endişe verici bir artış gösterdi. Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun verilerine göre, Türkiye’de bu oran yetişkin nüfusun yaklaşık %16’sına ulaşmış durumda. Tip 2 Diyabete Karşı Kalkan: Uzmanından 7 Hayati Öneri!
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Funda Öztürk, bu artışın arkasındaki temel nedenlerin obezite, sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz yaşam olduğunu belirtiyor. Dr. Öztürk, “Tip 2 diyabet, büyük ölçüde önlenebilir bir halk sağlığı sorunudur,” diyerek, bu hastalığa karşı alınabilecek bilimsel temelli önlemleri sıraladı.
İşte Tip 2 diyabeti önlemek için hayatımızda yapmamız gereken 7 bilimsel öneri:
Haber Galerisi İçerik
Tip 2 Diyabete Karşı Kalkan: Uzmanından 7 Hayati Öneri
1. Düzenli Egzersiz: Riski %40 Azaltıyor
Fiziksel aktivitenin diyabet riskini %40’a varan oranlarda düşürebileceğini belirten Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi uzmanı Dr. Funda Öztürk, önemli bir çalışmaya dikkat çekti. 2001’de Finlandiya’da yapılan bir araştırma, kalori kısıtlaması ve egzersizin birlikte uygulandığında riski %58 azaltabildiğini ortaya koydu.
Dr. Öztürk, “Sadece aerobik (dayanıklılık) egzersizler değil, kas güçlendirici direnç egzersizleri de insülin duyarlılığını artırarak kan şekeri kontrolünü iyileştiriyor,” dedi. Herkesin kendi kapasitesine uygun bir programla hemen başlamasını öneren uzman, “En basitinden, haftada en az üç gün, mümkünse her gün 30 dakika yürüyüş yapılmalı. Buna ek olarak haftada iki gün kas güçlendirici hareketler de çok faydalı,” diye ekledi.
2. Sağlıklı Beslenme ve Kilo Kontrolü: Akdeniz Diyeti Farkı
Diyabetin önlenmesinde beslenme modelinin kritik bir rol oynadığını vurgulayan Dr. Öztürk, özellikle Akdeniz diyetine işaret etti. Meta-analizler, bu beslenme tarzına yüksek uyum gösterenlerde Tip 2 diyabet riskinin %20-30 daha düşük olduğunu gösteriyor.
Dr. Öztürk, “2024’te Çin’de 12.575 kişi üzerinde yapılan bir çalışma da bu bulguyu destekliyor. Akdeniz diyetine uyumdaki her bir puanlık artış, yeni diyabet gelişme riskini %17 azaltmış,” dedi. Sağlıklı bir diyetin içeriğini; sebze, meyve, tam tahıllar, baklagiller, kuruyemişler, balık ve zeytinyağı olarak özetleyen Öztürk, kırmızı ve işlenmiş etlerden, şekerli içeceklerden, rafine karbonhidratlardan ve aşırı yağlı/şekerli gıdalardan kaçınılması gerektiğini belirtti. “Hızla kilo verdirip sonra sürdürülemeyen şok diyetlerin kilo kontrolünde ve diyabeti önlemede bir faydası yoktur,” uyarısında bulundu.
3. Genetik Yatkınlığınızı Bilin
Tip 2 diyabetin genetik bir bileşeni olduğunu hatırlatan Dr. Funda Öztürk, “Eğer birinci derece yakınlarınızda (anne, baba, kardeş) Tip 2 diyabet varsa, sizin riskiniz de artmış demektir. Aile sağlık geçmişinizi öğrenmek, sizin için bir uyarı işareti olmalı ve yaşam tarzı değişiklikleri için sizi motive etmeli,” şeklinde konuştu.
4. Ekran Süresini Sınırlayın
Günümüzde televizyon, bilgisayar ve telefon başında geçirilen zamanın arttığını belirten Dr. Öztürk, bunun fiziksel aktiviteyi azalttığını ve dolaylı olarak diyabet riskini artırdığını söyledi. “Bilimsel veriler, uzun süreli oturmanın insülin direncini artırdığını ve metabolik sağlığı bozduğunu net bir şekilde gösteriyor. Bu nedenle ekran süresini kısaltmak, sık sık aktif molalar vermek şart. Cihazlara zamanlayıcı kurmak, sosyal medya veya çevrimiçi alışveriş gibi bizi hareketsiz kılan aktiviteleri sınırlamak faydalı olacaktır.”
5. Kaliteli Uykuyu İhmal Etmeyin
Uyku kalitesi ve düzeninin, metabolizma ve hormon dengesi için hayati önem taşıdığını ifade eden Dr. Öztürk, “Uykusuzluk veya düzensiz uykunun insülin duyarlılığını bozduğu ve kan şekeri kontrolünü zorlaştırdığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Uyku, en temel sağlık göstergelerinden biridir. Uyku ritminizin bozulmasına izin vermeyin. Eğer bozulduysa, yeniden düzenlemek için çaba gösterin. Unutmayın, bu bazen en az üç hafta sürebilir,” dedi.
6. Doktor Kontrollerini ve Tedavi Uyumunu Aksatmayın
Yaşam tarzı değişikliklerinin temel koruyucu faktör olduğunu ancak yüksek riskli bireylerde tıbbi desteğin de gerekebileceğini anlatan Dr. Funda Öztürk, şöyle devam etti: “Hekim değerlendirmesi ve tetkikler sonucunda, hastalık geliştirme riskine göre bazı koruyucu ilaçlar kullanılabilir. Araştırmalar, bu ilaçların bazılarının diyabet gelişimini %30-40 oranında geciktirebildiğini göstermiştir. Burada hekimin değerlendirmesi ve hastanın tedaviye uyumu esastır.”
Dr. Öztürk, 45 yaş üzeri herkesin erken tanı için yılda en az bir kez açlık kan şekeri ve HbA1c testi yaptırması gerektiğini de ekledi.
7. Stres Yönetimini Öğrenin
Stresin, diyabetin hem önlenmesinde hem de kontrolünde kilit bir faktör olduğunu belirten Dr. Öztürk, sözlerini şöyle tamamladı: “Stres; uyku kalitenizi, beslenme düzeninize uyumunuzu ve hareket etme kapasitenizi doğrudan etkiler. Bilimsel olarak da diyet veya spor gibi müdahalelerde ‘süreklilik’ en güçlü etken olarak görülmektedir. Bu yüzden kendinize katı kurallar koyup, uyamadığınızda strese girmeyin. Değişiklikleri kademeli olarak yapın ve anın tadını çıkarmaya odaklanın. Eğer kontrol etmekte zorlanıyorsanız profesyonel yardım almaktan çekinmeyin. Beslenme ve egzersiz düzeniniz bazen aksasa bile, her günün yeni bir başlangıç olduğunu hatırlayarak gayret göstermeye devam edin.”

Sağlık, yaşam ve kişisel gelişim alanlarında uzmanlaşan Melis Kolcu, pratik ve güvenilir içeriklere odaklanır.




