Yapay Zekâ Destekli 6 Büyük Siber Tehdit Kapıda! 2026’da Siber Suçların Küresel Bedeli 15 Trilyon Dolara Ulaşacak!
Siber suç dünyası, yapay zekâ teknolojilerinin hızla gelişmesiyle birlikte yeni ve çok daha tehlikeli bir evreye giriyor. Uzun yıllar boyunca oltalama yöntemleri ve zararlı yazılımlarla ilerleyen siber saldırılar, artık otonom, hedef odaklı ve neredeyse ayırt edilemez hâle geliyor. Uzmanlara göre bu dönüşüm, 2026 yılında siber saldırıların küresel ekonomiye maliyetini 15 trilyon dolar seviyesine taşıyacak.
Bitdefender Türkiye distribütörü Laykon Bilişim Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, yapay zekâ çağında siber tehditlerin yalnızca teknik değil, aynı zamanda algısal bir güvenlik krizine dönüştüğünü belirterek, 2026’da öne çıkması beklenen altı kritik siber tehdidi değerlendirdi.
Yapay zekâ çağında savunma da saldırı da değişiyor
2025 yılı, siber suçluların yapay zekâyı kişiye özel saldırılar üretmek için kullandığı bir geçiş dönemi olarak öne çıktı. 2026’nın ise hem saldırıların hem de savunma mekanizmalarının büyük ölçüde yapay zekâ tarafından yönetildiği bir yıl olması bekleniyor. Deepfake teknolojileri, biyometrik veri hırsızlığı, IoT cihazlarına yönelik fidye saldırıları ve kullanıcı etkileşimi gerektirmeyen casus yazılımlar, dijital güvenliğin sınırlarını zorlayacak.
Akkoyunlu’ya göre bu dönemde yalnızca “linklere tıklamamak” yeterli olmayacak; görülen görüntülerin ve duyulan seslerin de sorgulanması gerekecek.
2026’da öne çıkması beklenen 6 siber tehdit
1. Canlı Deepfake Dolandırıcılıkları
Yapay zekâ destekli görüntü ve ses üretimi, gerçek zamanlı görüşmelerde dahi ayırt edilemeyecek seviyeye ulaşıyor. 2026’da dolandırıcıların, video konferanslar sırasında şirket yöneticilerini veya aile bireylerini birebir taklit ederek para transferi talep etmesi bekleniyor. Bu durum, finansal onay süreçlerinde çok katmanlı güvenlik doğrulamasını zorunlu hâle getirecek.
2. Biyometrik Veriler Yeni Hedefte
Parmak izi, yüz tanıma ve retina taraması gibi biyometrik veriler, şifrelerin yerini alırken aynı zamanda siber suçluların da öncelikli hedefi hâline geliyor. Çalınan biyometrik bilgilerin değiştirilememesi, dijital kimlik hırsızlığını çok daha tehlikeli bir boyuta taşıyor. Uzmanlar, bu tür verilerin her uygulama ile paylaşılmaması gerektiği konusunda uyarıyor.
3. Akıllı Evler, IoT ve Elektrikli Araçlara Fidye Saldırıları
Evlerde kullanılan akıllı cihazlardan elektrikli araçlara kadar genişleyen IoT ekosistemi, siber saldırılar için yeni bir alan oluşturuyor. 2026’da saldırganların verileri değil, doğrudan fiziksel sistemleri kilitleyerek fidye talep etmesi bekleniyor. Akıllı kilitler, güvenlik kameraları ve ısıtma sistemleri bu saldırıların merkezinde yer alabilir.
4. Zehirlenmiş Yapay Zekâ Modelleri (AI Poisoning)
Yapay zekâya olan güven arttıkça, saldırganlar da bu sistemlerin beslendiği veri setlerini hedef alıyor. Yanlış veya manipüle edilmiş verilerle eğitilen yapay zekâ modelleri, kullanıcıları hatalı kararlar almaya yönlendirebilir. Bu tehdit, hem bireysel kullanıcılar hem de kurumlar için ciddi riskler barındırıyor.
5. QR Kod ve Temassız Ödeme Tuzakları
Restoran menülerinden otopark ödeme noktalarına kadar yaygınlaşan QR kodlar, dolandırıcılık yöntemlerinin yeni kapısı hâline geliyor. Sahte QR etiketleriyle kullanıcıların zararlı sitelere yönlendirilmesi veya ödeme bilgilerinin ele geçirilmesi, “quishing” adı verilen bu yöntemi 2026’nın öne çıkan tehditlerinden biri yapıyor.
6. Sıfır Tıklama (Zero Click) Saldırıları
Kullanıcının hiçbir işlem yapmasına gerek kalmadan cihazlara casus yazılım bulaştırabilen “zero click” saldırıları, 2026’da daha yaygın hâle gelecek. Özellikle mesajlaşma uygulamalarındaki arka plan açıklarını hedef alan bu yöntem, düzenli güncelleme ve ek güvenlik katmanlarının önemini artırıyor.

Gündem ve yaşam kategorilerinde derinlikli analizler sunan Bade Gümüş, özellikle toplum dinamikleri ve kadın odaklı içeriklerde uzmanlaşmıştır.




