🎗️ Bazı savaşlar görünmezdir. Dışarıdan “iyi” görünen bir kişi, içinde fırtınalar koparabilir. Aynaya baktığında gördüğü kişiyle kendi algısı arasında büyük bir fark vardır. İşte anoreksiya nervoza tam olarak burada başlar: hiç yeterli hissetmemek.
💡 Anoreksiya sadece yemek yememek değildir.
O, kontrol duygusunu yeme davranışı üzerinden kazanma çabasıdır. Bazen “bedenini küçülterek” var olmayı seçen, içten içe bağırmak isteyip de sesi çıkmayan bir insanın sessiz çığlığıdır.
Haber Galerisi İçerik
Anoreksiya Nervoza Nedir?
Anoreksiya nervoza, bireyin kilo alma korkusu nedeniyle yemek yemeyi ciddi şekilde kısıtlaması ve kendi bedenini çarpık algılamasıyla karakterizedir. Kilo kaybı ne kadar olursa olsun, kişi hâlâ “kilolu” hissedebilir.
🧠 Bu hastalık sadece fiziksel değil, zihinsel ve duygusal bir süreçtir. Özellikle genç kadınlarda görülür, ancak sosyal medya etkisiyle erkeklerde de yaygınlık artmaktadır.
Neden Ortaya Çıkar?
Anoreksiya tek bir nedene bağlı değildir.
-
Genetik yatkınlık
-
Mükemmeliyetçi kişilik
-
Çevresel ve aile baskıları
-
Medya etkisi
-
Çocukluk travmaları
Bazen kişi, kontrol edemediği bir dünyada yemeği kontrol ederek geçici rahatlama hissi yaşar. Ama bu, kısa sürede korkuya ve takıntıya dönüşür.
Beden Algısı ve Beyin
Beden algısındaki bozukluk, anoreksiyanın merkezindedir. Kişi aynaya baktığında kendini olduğundan kilolu görür. Beyin, görüntüyü çarpık yorumladığı için sorun gözlerde değil, zihindedir.
Tedavide beyni yeniden eğitmek, kasları güçlendirmek gibi sabır ve disiplin gerektirir.
Fiziksel ve Ruhsal Belirtiler
Anoreksiya nervoza sadece zayıflık değil; vücutta ve ruhsal durumda ciddi etkiler yaratır:
-
Aşırı kilo kaybı, düşük tansiyon, halsizlik
-
Adet düzensizlikleri, saç dökülmesi
-
Soğuğa aşırı hassasiyet, donuk cilt
-
Odaklanma güçlüğü, sosyal izolasyon
-
Yemeği reddetme, kalori sayma, sürekli tartılma
-
Kendini değersiz veya yetersiz hissetme
Çoğu zaman depresyon, anksiyete ve obsesif kompulsif belirtiler de eşlik eder.
İyileşme: Bir Yolculuk
İyileşme bir günde olmaz; bir maraton gibidir — yavaş, inişli çıkışlı ama sonunda ışığa varılan bir yolculuk.
1️⃣ Kabullenmek: “Yardıma ihtiyacım var” diyebilmek büyük bir cesarettir.
2️⃣ Multidisipliner Destek: Diyetisyen, psikolog ve gerekirse psikiyatrist işbirliği.
3️⃣ Diyetisyen Desteği: Vücudu yeniden beslenmeye alıştırmak; küçük porsiyonlarla başlamak, öğünleri yavaşça artırmak.
4️⃣ Psikolojik Destek: CBT, FBT, şema terapisi gibi terapilerle benlik algısı ve kontrol ihtiyacını yönetmek.
5️⃣ Aile Desteği: Suçlamadan, anlayış ve sabırla yaklaşmak.
Toplumun Rolü
Zayıflığı yüceltmek yerine sağlığı önceliklendirmek gerekir. Filtreli fotoğraflar ve mükemmel vücut kalıpları, özellikle gençlerin beden algısını bozuyor.
👥 Medya, aile, öğretmen ve arkadaş çevresi farkındalığı artırmalı. Sağlıklı beden, gerçek güzellik ölçütüdür.
Kademe Kademe İyileşme
İyileşme bir çizgi değil, dalgalı bir deniz gibidir. Kimi günler kişi iyi hisseder, kimi günler tekrar korkularla yüzleşir.
Adımlar:
-
Kabullenmek
-
Güvenmek
-
Bedenle barışmak
-
Yeni alışkanlıklar geliştirmek
-
Kendine şefkat göstermek
-
Zihin çalışmaları (meditasyon, nefes egzersizleri, günlük tutmak)
-
Toplumsal destek almak
Her adım bir tuğla gibidir; sabırla üst üste koyulduğunda güçlü bir iyileşme evi inşa edilir.
Son Söz
Bir gün kişi aynaya yeniden bakar.
Ama artık “şişman mıyım, zayıf mıyım?” diye değil;
“Ben kimim, ne kadar güçlüyüm?” diye bakar.
Yemek bir yakıttır, ama iyileşme bir inanç meselesidir. İnanç, umut ve destek bir araya geldiğinde, aynaya küsen gözler yeniden kendine gülümseyebilir. 🌟
Dyt. Melina Ezgi Tosun

Diyetisyen Melina Ezgi Tosun, Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünden yüksek onur derecesi ile mezun olmuştur. Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi’nde Fitness, Pilates ve Yoga eğitmenlik eğitimlerini tamamlamıştır. Ayrıca, çeşitli dil ve iletişim kursları alarak sağlık ve beslenme alanındaki bilgisini genişletmiştir.




